Otizm



  • konuşma gelişiminiz sınırlı mı ?
  • sosyal iletişim kurmakta güçlük mü çekiyorsunuz ?
  • sınırlı ya da tekrarlanan davranışlarınız mı var ?
  • seslere karşı aşırı duyarlı ya da aşırı duyarsız mısınız ?
  • göz temasından kaçınıyor musunuz ?
  • cevap vermek yerine söylenenleri aynen tekrarlıyor musunuz ?

Nörogelişimsel bozukluklar içinde yer alan Otizm bireyin kendisinin ve ailesinin hayatının belirli alanlarını zorlaştırmaktadır. Ancak uygulanan tedavi yöntemleri ve eğitimlerle bireyin zorluk yaşadığı alanların çoğunda olumlu değişim ve gelişimler görülebilmektedir.

Otizmli bireylerin duyma, görme, işitme, tatma - koklama, dokunma, denge ve propriyosepsiyon duyularında işlemleme farklılıkları olduğu bilinmektedir. Örneğin; kulaklarını kapatma, dönen cisimlere ve parlak nesnelere sürekli bakma, nesneleri ya da bireyleri koklama, sürekli sallanma, bazı nesnelere dokunmaktan hoşlanmama, bazı eşyaları sürekli ağzına sokma gibi pek çok gözlem yapılabilmektedir.

Otizmli bireyler genellikle bazı duyu organlarına karşı aşırı ya da az duyarlı olabilirler. Örneğin, sese karşı aşırı duyarlı olan bireylerde bizim için normal tondaki konuşma sesimiz onlar için yüksek tonda duyulabilir ve dolayısıyla kulaklarını kapatma, nedensiz yere çığlık atma gibi tepkiler görülebilir. Sese karşı az duyarlı olan otizmli bireyler ise tam tersi yüksek sesli uyaranlardan hoşlanır ve müzik dinlerken ya da televizyon izlerken sesi oldukça açarlar. Bu ve buna benzer örnekler diğer duyusal girdiler içinde geçerlidir.

Dolayısıyla otizmli bireylerde görünen aşırı duyusal yüklenme ya da uyaranlara düşük tepki verme nedenlerinin duyusal işlemlemede yaşanan bozukluklardan kaynaklandığı bilim adamlarınca belirtilmiştir. Bizler merkezlerimizde SAS programlarıyla duyusal işlemlemeyi güçlendirmeyi amaçlamaktayız.

Otizm, bireyin sosyal iletişim, davranış ve sözel iletişim alanlarında gecikme ya da farklı gelişim süreçleriyle kendini yansımaktadır. Otizmli bireylerde dil gelişim süreci de diğer alanlar gibi farklılık göstermektedir. Bu farklılık kimi zaman 3 yaşına kadar varolan konuşma gelişiminin gerilemesi ya da var olan konuşmanın durması şeklinde görülürken kimi zamanda konuşma gelişiminin hiç ortaya çıkmamasıyla kendini göstermektedir.Konuşma gelişim süreci ailelerin en zorlandığı alandır. Çünkü bu alanda yaşanan zorluk ikincil problemler olarak davranış sorunlarıyla ortaya çıkmaktadır.

Otizmde yaşanan tüm bu zorlukların etkilerinin azaltılmasında önemle üzerinde durulması gereken iki alan vardır.

Bunlardan ilki dil gelişim sürecinde yaşanan zorluklardır.Dil gelişim sürecinin geliştirilmesi için daha önce bahsettiğimiz gibi ilk olarak duyu organları aracılığıyla alınan bilginin niceliği ve niteliği önemlidir. Burada önem kazanan duyu organımız kulaklardır. Doğru bir konuşmanın kaynağı doğru duymaktır. Bireyin işitme probleminin olmaması doğru duymayı gerçekleştirdiği anlamına gelmemektedir. Dinlemek ve duymanın ayrımı bu noktada önem kazanmaktadır. Doğru bir dinlemenin gerçekleşirilebilmesi için bireyin işitsel olarak doğru bilgileri alıp beynin bu alanda uzmanlaşmış bölgesinde işlemlenmesi çok önemlidir. Beyinde var olan iki yarı kürenin görevleri birbirinden farklıdır. Beynin sol yarı küresi dil iletişim alanında tek tek kelimelerin yerleştiği alandır. Kulaklıklar aracılığıyla uygulanacak SAS Programlarında ilk önce bu alanın aktifleştirilmesi hedeflenir. Beynin sağ yarı küresi cümleye duygu kazandıran alan olduğu için konuşmanın doğru bir gelişim sürecinde gerçekleşmesi beyindeki iki yarı kürenin etkin iletişimiyle mümkündür. Dolayısıyla SAS Programlarında dil gelişim süreçleri için uygulanan ikinci adım bu iki yarı kürenin senkronize çalışma sisteminin sağlanmasıdır. Bu iki aşamanın doğru şekilde işler hale getirilmesiyle dil iletişim alanında yaşanan zorlukların zayıflatıcı etkileri hafifletilebilmektedir.

Otizmli bireylerde ikinci zorluk yaşanan alan ise sınırlı ve tekrarlayıcı davranışlardır. Bu davranışlar hem bireyin kendisini hem de aile üyelerinin yaşam kalitelerini olumsuz yönde etkilemektedir. Daha önce bahsetmiş olduğumuz üzere otizmli bir bireyde duyusal işlemlemede yaşanan zorluklar neticesinde farklı davranış örüntüleri görülmektedir. Uygulanacak SAS programlarında duyusal işlemlemeyi güçlendirmeyi amaçlamakta, duyu dengeleme süreci olarak adlandırılan bu süreç neticesinde bireyin var olan karmaşık duyu yorumlamasını belirgin oranda düzenlenmesiyle ortaya çıkan tekrarlayıcı davranış stillerininde sıklığını azaltmaktadır.

Nöro-psikologlar, psikoterapistler, psikologlar ve dilbilimci uzman kadro tarafından yapılan bir değerlendirme görüşmesinde; otizm eğitim sürecinde gerekli veri tabanını oluşturmak üzere ebeveyn veya yetişkin ise kendisi ile kapsamlı bir şekilde gerekli bilgiler alınır. Programlar günlük 1 ya da 2 saatlik dinletiler halinde 2 ya da 3 hafta süre ile uygulanmaktadır. Program herhangi bir tıbbi ya da fiziki müdahale gerektirmeyen, yan etkisi olmayan sadece kulaklıklar aracılığıyla ses, müzik ve konuşmanın dinletilmesi şeklinde gerçekleştirilir.

Ekibimizi daha ayrıntılı tanımak ve güncellemelerden haberdar olmak isterseniz web sitemizi daha ayrıntılı bir şekilde inceleyebilirsiniz